Üstün Dökmen’in Sözleri Üzerine

Geçtiğimiz günlerde bir YouTube kanalına konuk olan Üstün Dökmen’in sözleri tamamen kişisel bir kanı olarak ele alınması gerekir. Benim görüşüme göre psikoterapi, ruhsal anlamda üçüncü bir kulakla dinleyen ve görünenin altında saklanan duygu ve düşünceleri fark etmenizi sağlayan bir çalışmayı gerektirdiği için bütün bunlar tamamen teferruatta kalmaktadır. Bir terapistin; baş örtüsü takması, saçlarını istediği renkte boyatması ya da dövme yaptırması gibi öne çıkan fiziksel özellikler, mesleki beceri ve bilginin önüne kesinlikle geçmemelidir. İnancını ve yaşama şeklini olabildiğince şeffaf yaşayamayan bir psikolojik danışmanın, mesleğini ne kadar etik ve nötr yapabileceği ayrıca bir tartışma konusu olmalıdır.

 

Tüm meslektaşlarımın sahip olduğu en temel ilkelerden birisi olan “kültürel hassasiyet” bu bakış açısıyla tamamen zıt düşmektedir. İlk terapötik ittifak kurulana kadar; tarafların kendi iç dünyalarında bu durum bir mesele teşkil etse de bu tamamen karşılıklı dönüştürülmesi gereken psikolojik bir meseleden ibarettir.

 

Bu söylemlerin, empatiden uzak ve ayrımcı bir zihniyeti deteklediğini düşünüyorum. Geçmiş yıllarda sadece baş örtüsü taktığı için; okula gidemeyen, kamu kurumunda çalışamayan ve doktora dahi muayene olamayan birçok vatandaşımız vardı. Ülke olarak bütün bu yaşananları geride bırakarak, tüm insanları tek bir paydada birleştirmeye çalışmak en çok kanayan yaralarımızdan biriydi. Günümüz Türkiye’sinde ise bu söylemler toplumsal yaraları tekrar kaşımaktan başka bir işe yaramayacaktır, hiç şüphesiz…

 

Ayrıca, herhangi bir ideolojik yargıya sahip hiçbir hekim, empati kısıtlaması yaşayamaz. Terapi odasında, kişisel tüm düşünce ve yargılarımızı kapının dışında bırakırız, çünkü buradaki odak noktası danışanın tamamen kendi sürecidir.

 

Özet olarak psikoloji, bu ayrıştırmaları kabul etmeyen, önyargısız ve empatik olmayı benimseyen ve savunan bir bilim dalıdır. Nasıl ki; kadınların veya erkeklerin karşı cinsten bir cerrah hekimine ameliyat olabilmesi son derece doğal bir durum ise, bir psikolojik danışmanın da kendi iç dünyasından bağımsız bir şekilde danışanına destek olması bir o kadar sağlıklı ve doğal bir hadisedir.

 

Uzman Psikolog Ayşe Coşkun Yılmaz

Test Post

Lorem Ipsum has been the industry’s standard dummy text ever since the 1500s, when an unknown printer took a galley of type and scrambled it to make a type specimen book. It has survived not only five centuries, but also the leap into electronic typesetting, remaining essentially unchanged.

It was popularised in the 1960s with the release of Letraset sheets containing Lorem Ipsum passages, and more recently with desktop publishing software like Aldus PageMaker including versions of Lorem Ipsum.